Cumhuriyet tarihinin 8 ciltten oluşan ilk tefsir eseri olan Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri, yazılmaya başlanışının 100. yılında Ketebe yayınları tarafından edisyon çalışmasıyla 8 cilt olarak yeniden basıldı.
Editörlüğünü Asım Cüneyd Köksal ve Murat Kaya’nın yaptığı Hak Dini Kur’an Dili’nin bu yeni baskısı, eserin yazma nüshalarına dayanarak müellifin kaleme aldığı şekliyle en doğru ve özgün metni ortaya koyma çabasının bir sonucudur. Anlamı etkileyen nüsha farklılıklarının yanı sıra, eserde atıfta bulunulan kaynakların künyeleri gibi önemli bilgileri içeren 10 bin kadar dipnot eklenmiştir.

Bununla birlikte, bu eşsiz eserden daha verimli şekilde faydalanılabilmesi amacıyla 12 bin kadar yan not (derkenar) eklenmiştir. Bu notlarda; sarf, nahiv, belâgat, mantık, fıkıh, fıkıh usûlü, kelâm, hadis, tefsir, felsefe ve doğa bilimleri gibi alanlara ait terimler açıklığa kavuşturulmuş, özel isimler ve eserler hakkında bilgi verilmiş, anlaşılması güç pasajlar sade bir dille aktarılmış, kelime ve ibarelerin açıklamaları yapılmış, Arapça metinlerin çevirileri sunulmuş ve rivayetler değerlendirilmiştir. Ayrıca, her cildin sonuna eklenen lügatçe ile eserden daha geniş çapta istifade edilmesi amaçlanmıştır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, 1878 yılında Antalya’nın Elmalı ilçesinde doğdu. Babası, aslen Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yazır köyünden olup Elmalı Şer‘iyye Mahkemesi’nde başkâtiplik yapıyordu. Ailesi ilmiye sınıfına mensuptu, dedeleri arasında önemli âlimler bulunuyordu. Annesi ise Sarlarlı Mehmed Efendi’nin kızı Fatma Hanım’dı.
İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamlayan Elmalılı, hafızlığını da burada bitirdi. 1895’te eğitimine devam etmek üzere dayısıyla birlikte İstanbul’a giderek Küçük Ayasofya Medresesi’ne yerleşti. Beyazıt Camii’nde ders aldığı Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’den icazet alarak “Küçük Hamdi” lakabını kazandı. Tahsili sürecinde hat dersleri de aldı ve 1904 yılında ruûs sınavını kazanarak ilmiyedeki yükselişini sürdürdü. Aynı zamanda, Mekteb-i Nüvvâb’ı birincilikle bitirdi ve kendi çabasıyla edebiyat, felsefe ve musiki öğrendi.
Meşrutiyet yönetimini şeriata uygun bir modelde geliştirmek isteyen Elmalılı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilmiye şubesine katıldı. Beyazıt Medresesi’nde dersiâmlık yaparken II. Meşrutiyet’in ilk meclisine Antalya mebusu olarak girdi. II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesine yönelik fetvanın yazılmasında etkili oldu. Daha sonra Şeyhülislamlık Mektûbî Kalemi’nde görev aldı ve Mekteb-i Nüvvâb, Mekteb-i Kudât, Medresetü’l-Mütehassısîn, Süleymaniye Medresesi ve Mülkiye Mektebi gibi kurumlarda fıkıh, usûl-i fıkıh, mantık ve vakıf hukuku dersleri verdi.
1918’de Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye üyesi, ardından başkanı oldu. Damat Ferid Paşa hükümetlerinde Evkaf Nazırlığı yaptı ve Osmanlı nişanı ile ödüllendirildi. Cumhuriyet’in ilanından sonra görev yaptığı kurumların kapatılmasıyla açıkta kaldı. İstanbul hükümetlerinde görev alması nedeniyle İstiklal Mahkemesi tarafından gıyabında idama mahkûm edildi, ancak tutuklanıp Ankara’ya götürüldükten sonra suçsuz bulunarak serbest bırakıldı.
Bu dönemde maddi sıkıntılar yaşadı, ancak yine de çalışmalarına devam etti. TBMM’nin, Türkçe bir Kur’an tefsiri hazırlanmasına yönelik karar alması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu görev kendisine teklif edildi. Hak Dini Kur’an Dili adlı eserini yazmaya başladı ve vefatından önce tamamlamayı başardı.
27 Mayıs 1942’de uzun süredir mücadele ettiği kalp yetmezliği nedeniyle İstanbul Erenköy’deki damadının evinde vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedildi. Eseri, Türkiye’deki en önemli Kur’an tefsirlerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Yorum Yap