İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri skandal bir karar alarak iki Uygurlu Müslümanın Çin’e iadesi hakkındaki davada, “Ülkelerine iadesi halinde zulme maruz kalacakları konusunda ciddi, somut maddi delil yok” gerekçesiyle Mahemuti Anayeti ve Aierken Abuduwaili’yi Pekin’e iade edilmesine karar verdi.
KARAR gazetesine konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Anayeti ve Abuduwaili’nin avukatları Abdullah Tıkıç, “Uygur Türklerinin menşe ülkelerine iade edilmelerinin onaylanması, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi, İşkenceyi Önleme BM Sözleşmesi ile Cenevre Sözleşmesi’nin ihlalidir” dedi.
Karar Türkiye’de ilk
Uygurlu Müslümanların Çin’e iadesine ilişkin mahkeme kararının kesin olduğu ifade ediliyor. İdari Mahkemeler tarafından verilen sınır dışı kararlarına karşı hiçbir itiraz yolunun bulunmadığını belirten avukat Tıkıç, tek çözümün Anayasa Mahkemesi’nin tedbir kararı vermesi olduğunu vurguluyor.
Konuya ilişkin açıklama yapan Avukat Abdullah Tıkıç, mevcut hukuki sürecin tükenmiş olduğunu belirterek, “Sınır dışı kararlarına karşı idari mahkemelerde herhangi bir itiraz hakkı bulunmuyor. Bu kararların uygulanmasını durdurmanın tek yolu Anayasa Mahkemesi tarafından alınacak bir tedbir kararıdır.” dedi.
Mahkemenin kararı doğrudan Çin’e iadeye ilişkin Türkiye’de bir ilk olacak. Karara tepki gösteren Doğu Türkistan aktivisti Burhan Kavuncu X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda: “2 Uygur muhtemelen iade edilmez. Birisi zaten Türkiye’den gitmiş. Ama bir mahkemenin “Çin’de zulüm göreceğini ispatlayamadı” diye karar vermesi, bütün Türkistanlılara hakarettir. Türkiye’nin altına imza attığı BM bildirilerini de inkar eden bu mahkemeler kime hizmet ediyor?
Kanun müsade etmiyor
Ülkemize sığınanlarla ilgili kanunda, “Hiç kimse; işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı ya da ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza-muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunan yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınamaz.” şeklinde açıkça ifade edilen durumların söz konusu olabileceği hiçbir ülkeye sınır dışı kararı alınamaz denilirken, İdare Mahkemesi Çin’e iade konusunda kanunda yer alan durumlardan herhangi birinin gerçekleşmesine dair somut bir delilin olmadığına hükmediyor.
Türk Makamları Zulüm var diyor
Birleşmiş Milletler (BM), Çin’in Uygur politikalarına ilişkin çeşitli raporlar ve bildiriler yayımlamıştır. Özellikle, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin Ağustos 2022’de yayımladığı raporda, Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarının “Uluslararası suçlar, insanlığa karşı suçlar teşkil edebileceği” belirtilmiştir. Bu bildiriler Türkiye’de dahil olmak üzere 43 ülke tarafından imzalanmıştır.
Ayrıca, Ekim 2024’te BM Genel Kurulu’nda Avustralya, ABD, Almanya, Birleşik Krallık ve Japonya’nın da aralarında bulunduğu 15 ülke, Çin’in Doğu Türkistan ve Tibet’teki insan hakları ihlallerini kınayan ortak bir bildiri sunmuştur. Bu bildiride, Çin’in Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik uygulamaları sert bir dille eleştirilmiştir.
Ayrıca, Ocak 2024’te ABD’nin BM Temsilcisi, Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini kınayan ve Uygur Türkçesiyle yayımlanan bir bildiri sunmuştur. Bu bildiride, Çin’in Uygur Türklerine yönelik baskıcı politikalarının derhal durdurulması çağrısı yapılmıştır.
Bu gelişmeler, uluslararası toplumun Çin’in Uygur politikalarına karşı artan tepkisini göstermektedir.
Yorum Yap