İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturmaları kapsamında, aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve İmamoğlu İnşaat A.Ş. Genel Müdürü Tuncay Yılmaz‘ın da bulunduğu 48 kişi tutuklandı.

Soruşturma kapsamında, “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “ihaleye fesat karıştırma”, “rüşvet almak”, “irtikap” ve “kişisel verileri ele geçirmek” gibi suçlamalar yöneltilen 89 şüpheliden 48’i tutuklanırken, 41’i hakkında adli kontrol tedbiri uygulandı.
Ayrıca, “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla yürütülen terör soruşturması çerçevesinde, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan tutuklandı.
Tutuklanan şüpheliler, İstanbul Adliyesi’ndeki işlemlerinin ardından Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildi.

İçişleri Bakanlığı, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçici tedbir olarak görevinden uzaklaştırıldığını duyurdu.
Ekrem İmamoğlu hakkında tutuklama kararı
İmamoğlu, İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, öğlen saatlerinde katıldığı Halk TV canlı yayınında Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturmasından tutuklandığını, Kent Uzlaşısı soruşturmasından serbest kaldığını açıkladı.
Terör Soruşturması’ndan tutuklama talebine red
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada ise İmamoğlu hakkındaki Kent Uzlaşısı soruşturması kapsamında tutuklama talebinin reddine karar verildi. Böylelikle İBB’ye kayyum atama ihtimalinin zayıfladığı belirtildi.
Mahkemeden “terör” soruşturmasında gerekçeli karar
Öte yandan bahse konu suç ile ilgili tutukluluğuna karar verilenler için gerekçeli kararda, “Kent Uzlaşısı” örgütsel faaliyetlerine ilişkin şüpheliler Mahir Polat, Mehmet Ali Çalışkan ve Resul Emrah Şahan’ın ortak örgütsel irtibatı olarak PKK/KCK terör örgütü siyasal alan yapılanması sorumlusu firari Azat Barış ile HTS kayıtlarının bulunduğu vurgulandı.
Şüphelilerin örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemlere iştirak ederek üzerlerine atılı “PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri” belirtilen kararda, MASAK raporları, tanık beyanları, HTS raporları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin üzerine atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin olduğu aktarıldı.
Kararda, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle şüphelilerin kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı belirtilerek, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, tutuklama kararı verildiği anlatıldı.
Şişli Belediyesi’ne kayyum atandı
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik “terör” soruşturması kapsamında Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahanverilen tutukluluk kararının ardından görevinden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Resul Emrah Şahan yerine Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, Şişli Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.
Ekrem İmamoğlu’nun Mahkemedeki Savunması
Sulh Ceza Hakimliği’nde üzerine atılı suçlara ve savcılığın tutuklama talebine karşı asvunma yapan Ekrem İmamoğlu, soruşturma savcılarına hakaret yağdırdı. İşte İmamoğlu’nun mahkemedeki savunması:
ŞÜPHELİ EKREM İMAMOĞLU MÜDAFİ HUZURUNDA SORGU VE SAVUNMASINDA: Ben bu hususta emniyette ve savcılıkta ifade vermiştim. O ifadem doğrudur aynen tekrar ederim, ama mahkeme anında elime geçen sevk yazısında benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm, sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediğim KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizildiği, tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran 2 savcının suç isnadı görmekteyim, hepsi benim için çöp niteliğindedir, bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namussuzluklarını kaybetmiş kişilerdir, bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum, çünkü bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir diye düşünüyorum, yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır, yüce Türk yargısına ve onbinlerce namuslu yargıç, savcılara sesleniyorum ki, bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, şeref yoksunu bu insanlar Ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler, dolayısıyla suç isnadının bende zerre kadar kıymeti yoktur, yazdıkları her sayfa çöp niteliğindedir, benim vatan ve millet sevgimi, bayrak sevgimi ve bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı barış ve huzur içerisinde yaşayacakları bir ülke sevdamı bu tür çöp niteliğindeki insanlar beni ne sorgulayabilir, ne ifademi alabilir, ne de benimle ilgili fikir beyan edebilir, benim milletime, vatanıma, bayrağıma olan sevgimi, bağlılığımı ölçecek, aşağılayacak ya da terörle iltisaklı olacak diyecek kişi anasının karnından doğmadı, ben dün ne istedilerse vermedik diyenlerden ve dün dünde kaldı cancağızım diyenlerden değilim, dünde ne istediler de vermedik dediklerinde ülkenin zararlarını gördüğüm yerdeydim, bugün de ülkemize zarar verenleri çok iyi bir noktadan gören yerdeyim, beni doğuran anne ve baba vatana ve millete faydalı olma noktasında yetiştirmiş, ben Cumhuriyet değerlerine bağlı, Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyetin 2. Yüzyılında gençleri ile tarih yazacağı bir döneme imza atmaya kararlı bir siyasetçiyim, bu hedefimi bu milletin 86 milyon insanımızın evlatları ile birlikte başaracağımızı milletimiz görecek ve yaşacaktır, bu terör örgütü kimliği ile hareket eden bu iddianameleri yazan, uyduran, kumpasla beni alt etmeye çalışan yargıyı perişan eden ve siyasetin aparatı haline getirme gayreti içinde olan kişi ve şürekasi ile milletimiz ve devletimiz adına bayrağımız ilelebet dalgalansın diye sonsuz mücadele edeceğimi dünden daha güçlü olduğumu ve 86 milyon insanın varlığını arkamda hissettiğimi ve 86 milyon insanı birbirinden ayırt etmeden, kimliğine inancına bakmadan bu ülkenin asli bir vatandaşı olduklarını hissedecekleri bir geleceği hep birlikte başaracağız, Allah yolumuzu açık etsin, bu mahkemeye gelen bütün karalayıcı, kumpas içerikli iddiaları reddediyorum, tabi ki serbest bırakılmamı talep ediyorum dedi.
Yorum Yap