Mısıf Başmüftüsü ve Fetva Kurulu Başkanı Dr. Nazir Ayyad, Dünya Müslüman Alimler Birliği Fetva Komisyonu tarafından yayımlanan “Gazze Cihad Fetvası” hakkında yazılı bir açıklamada bulunarak fetvayı hedef aldı.
Daru’l İfta: “Cihad Fetvası, keyfi ve sorumsuz”
Mısır Darül İftası, bugün yaptığı yazılı açıklamada cihad kavramına ve bu konudaki çağrılara dair önemli uyarılarda bulundu. Açıklamada, İslam hukukuna göre cihadın şartlarının ve sınırlarının açık bir şekilde belirlendiği vurgulanarak, bu konuda keyfi ve sorumsuz fetvalar verilmesinin toplumsal istikrara zarar vereceği ifade edildi.
Kuruluş, cihad ilanı ve savaş kararının ancak meşru devlet otoritesi altında alınabileceğini hatırlatarak, herhangi bir siyasi yetkisi olmayan grup ve sendikaların bu yönde açıklama yapma hakkına sahip olmadığını belirtti. Bireyleri yöneticilerine karşı isyana teşvik eden tutumların “yeryüzünde fesat çıkarmak” anlamına geleceği kaydedildi.

“Mantık ve gerçeklikten uzak”
Darül İfta, Filistin halkına destek vermenin dini ve insani bir görev olduğunu ifade ederken, bu desteğin aklıselim içinde, Filistin halkının yararını gözeterek verilmesi gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Destek, Filistinlileri daha fazla yıkım ve felakete sürükleyecek pervasız maceralara alet edilmemelidir” denildi.
Ayrıca İslam hukukunun fayda-zarar dengesi gözetilerek hareket edilmesini emrettiği belirtilirken, milletin gerçeklerini göz ardı eden, heyecanla verilmiş cihad çağrılarının sorumsuzluk olduğuna dikkat çekildi.
Son olarak, Darül İftâ, mantık ve gerçeklikten uzak söylemlerle değil, krizi yatıştıracak ve sivillerin yerinden edilmesini engelleyecek akılcı adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin yayımladığı fetvada ise şu ifadeler yer aldı: “Savaşın başladığı ilk andan itibaren verdiğimiz detaylı fetvalarımızı teyit ediyor, Gazze’de halkımıza soykırım uygulayan Siyonist oluşuma ve ona destek veren paralı askerler ile işgalci askerlerle savaşmanın vacip olduğunu bildiriyoruz. Bu görev ilk olarak Filistin halkının, ardından komşu ülkelerin (Mısır, Ürdün, Lübnan), daha sonra ise tüm Arap ve İslam ülkelerinin üzerine farzdır. Ayrıca, İslam dünyasındaki her gücü yeten Müslümanın bu cihada katılması dini bir görevdir.”
Yorum Yap